İlk Dönem Eserleri

İlk Dönem Eserleri, Takdim, 369. sayfadasınız.

Takdim
Bu Hutuvât-ı Sitte adlı eser, Üstad Bediüzzaman Said Nursî tarafından 1920-1923 yıllarında İstanbul'un işgali sırasında yazılıp işgalcilere karşı gizlice neşredilmiş ve el altından dağıtılmıştır.
Eser, aynı zamanda Arapça olarak da "Evkâf-ı İslâmiye Matbaası"nda 1336 Rûmî ve 1338 Hicrî 1920 yılında tabedilen Sünûhat adlı eserin son kısmına konularak neşredilmiştir.
O dehşetli günlerde Anadolu'nun dört bir yanı işgalci kuvvetlerle sarıldığıbir sırada, başta İngiliz olarak istilacıların yüzlerine tükürürcesine matbaa lisânıyla, İslâmın izzet ve şerefini haykıran ve şehâmet-i imaniyesini çekinmeden izhar eden kahraman Üstadın, binler mehasin-i ulviye ve hizmet-i âliyesine yalnız şu küçük kitap dahi bir parlak âyinedir.
Bu tarihten sonra başta Anadolu ve âlem-i İslâmda ve ta âlem-i insaniyetin her tarafında iman ve Kur'ân hakikatlerini delâil-i akliye ve mantıkiye ile ispat ve izah eden ve "Kur'ân-ı Hakîmin bu asrın fehmine bir dersi olan Risale-i Nur'u telif ve neşredecek olan Hazret-i Bediüzzaman'ın, bu Hutuvât-ı Sitte'yi telifinden evvel, Birinci Harb-i Umumî'ye şarkta talebeleriyle birlikte gönüllü alay kumandanı olarak iştirak edip, Rus ve Ermenilere karşı çetin muharebeler yapıp, talebelerinin kısm-ı âzamını şehid verdikten ve iki sene kadar Rusya'da esir kaldıktan sonra esaretten dönüp İstanbul'da Erkân-ı Harbiye Riyasetinin iş'arıyla Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiye azalığında bulunup ve bu arada, Arapça Mesnevî-i Nuriye'de cem edilen Arabî risalelerini, Türkçe, manzum Lemeat ve Nokta gibi

Takdim Bu Hutuvât-ı Sitte adlı eser, Üstad Bediüzzaman Said Nursî tarafından 1920-1923 yıllarında İstanbul'un işgali sırasında yazılıp işgalcilere karşı gizlice neşredilmiş ve el altından dağıtılmıştır. Eser, aynı zamanda Arapça olarak da "Evkâf-ı İslâmiye Matbaası"nda 1336 Rûmî ve 1338 Hicrî 1920 yılında tabedilen Sünûhat adlı eserin son kısmına konularak neşredilmiştir. O dehşetli günlerde Anadolu'nun dört bir yanı işgalci kuvvetlerle sarıldığıbir sırada, başta İngiliz olarak istilacıların yüzlerine tükürürcesine matbaa lisânıyla, İslâmın izzet ve şerefini haykıran ve şehâmet-i imaniyesini çekinmeden izhar eden kahraman Üstadın, binler mehasin-i ulviye ve hizmet-i âliyesine yalnız şu küçük kitap dahi bir parlak âyinedir. Bu tarihten sonra başta Anadolu ve âlem-i İslâmda ve ta âlem-i insaniyetin her tarafında iman ve Kur'ân hakikatlerini delâil-i akliye ve mantıkiye ile ispat ve izah eden ve "Kur'ân-ı Hakîmin bu asrın fehmine bir dersi olan Risale-i Nur'u telif ve neşredecek olan Hazret-i Bediüzzaman'ın, bu Hutuvât-ı Sitte'yi telifinden evvel, Birinci Harb-i Umumî'ye şarkta talebeleriyle birlikte gönüllü alay kumandanı olarak iştirak edip, Rus ve Ermenilere karşı çetin muharebeler yapıp, talebelerinin kısm-ı âzamını şehid verdikten ve iki sene kadar Rusya'da esir kaldıktan sonra esaretten dönüp İstanbul'da Erkân-ı Harbiye Riyasetinin iş'arıyla Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiye azalığında bulunup ve bu arada, Arapça Mesnevî-i Nuriye'de cem edilen Arabî risalelerini, Türkçe, manzum Lemeat ve Nokta gibi