Asa-yı Musa

Asa-yı Musa, On Birinci Meselenin haşiyesinin bir lâhikasıdır., 115. sayfadasınız.

On Birinci Meselenin Haşiyesinin bir Lâhikasıdır
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Âyetü'l-Kürsînin tetimmesi olan
لاَ اِكْرَاهَ فِى ﴿ الدِّينِ قَدْ تَبَيَّنَ الرُّشْدُ ﴾ مِنَ الْغَىِّ 1 bin üç yüz elli (1350),
فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ 2 bin dokuz yüz yirmi dokuz (1929) veya (1928),
  وَيُؤْمِنْ بِاللهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ 3 dokuz yüz kırk altı (946) "Risaletü'n-Nur" ismine muvafık; بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰى 4 bin üç yüz kırk yedi (1347);
﴾ لاَ انْفِصَامَ لَهَا وَاللهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ * ﴿ اَللهُ ﴾ ﴿ وَلِىُّ الَّذِينَ اٰمَنُوا 5
eğer beraber olsa bin on iki (1012), eğer beraber olmazsa dokuz yüz kırk beş (945) (bir şedde sayılmaz), يُخْرِجُهُمْ مِنَ ﴿ الظُّلُمَاتِ ﴾ اِلَى النُّورِ 6 bin üç yüz yetmiş iki (1372) (şeddesiz), ﴾ وَالَّذِينَ كَفَرُوا اَوْلِيَۤاءُهُمُ ﴿ الطَّاغُوتُ 7 bin dört yüz on yedi (1417); ﴾ يُخْرِجُونَهُمْ مِنَ النُّورِ اِلَى ﴿ الظُّلُمَاتِ 8 bin üç yüz otuz sekiz (1338) (şedde sayılmaz) اُولٰۤئِكَ اَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ 9 bin iki yüz doksan beş (1295) (şedde sayılır) eder. Risaletü'n-Nur'un hem iki kere ismine, hem suret-i mücahedesine, hem tahakkukuna ve telif ve tekemmül zamanına

On Birinci Meselenin Haşiyesinin bir Lâhikasıdır بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ Âyetü'l-Kürsînin tetimmesi olan لاَ اِكْرَاهَ فِى ﴿ الدِّينِ قَدْ تَبَيَّنَ الرُّشْدُ ﴾ مِنَ الْغَىِّ 1 bin üç yüz elli (1350), فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ 2 bin dokuz yüz yirmi dokuz (1929) veya (1928),   وَيُؤْمِنْ بِاللهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ 3 dokuz yüz kırk altı (946) "Risaletü'n-Nur" ismine muvafık; بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰى 4 bin üç yüz kırk yedi (1347); ﴾ لاَ انْفِصَامَ لَهَا وَاللهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ * ﴿ اَللهُ ﴾ ﴿ وَلِىُّ الَّذِينَ اٰمَنُوا 5 eğer beraber olsa bin on iki (1012), eğer beraber olmazsa dokuz yüz kırk beş (945) (bir şedde sayılmaz), يُخْرِجُهُمْ مِنَ ﴿ الظُّلُمَاتِ ﴾ اِلَى النُّورِ 6 bin üç yüz yetmiş iki (1372) (şeddesiz), ﴾ وَالَّذِينَ كَفَرُوا اَوْلِيَۤاءُهُمُ ﴿ الطَّاغُوتُ 7 bin dört yüz on yedi (1417); ﴾ يُخْرِجُونَهُمْ مِنَ النُّورِ اِلَى ﴿ الظُّلُمَاتِ 8 bin üç yüz otuz sekiz (1338) (şedde sayılmaz) اُولٰۤئِكَ اَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ 9 bin iki yüz doksan beş (1295) (şedde sayılır) eder. Risaletü'n-Nur'un hem iki kere ismine, hem suret-i mücahedesine, hem tahakkukuna ve telif ve tekemmül zamanına