Mektubat

Mektubat, Yirmi Beşinci Mektup, 434. sayfadasınız.

عَلَيْهِ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَاَصْحَابِهِ اَلصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ بِعَدَدِ اَنْوَاعِ الْكَۤائِنَاتِ وَمَوْجُودَاتِهَا * 1
İşte böyle bir zâtın mevlid ve miracını dinlemek, yani terakkiyâtının mebde' ve müntehâsını işitmek, yani tarihçe-i hayat-ı mâneviyesini bilmek, o zâtı kendine reis ve seyyid ve imam ve şefî telâkki eden mü'minlere ne kadar zevkli, fahirli, nurlu, neş'eli, hayırlı bir müsamere-i ulviye-i diniye olduğunu anla.
Yâ Rab! Habib-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm hürmetine ve İsm-i Âzam hakkına, şu risaleyi neşredenlerin ve rüfekasının kalblerini envâr-ı imaniyeye mazhar ve kalemlerini esrar-ı Kur'âniyeye naşir eyle ve onlara sırat-ı müstakimde istikamet ver. Âmin.
سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَۤا اِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ * 2
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى * 3
Said Nur
ba
Yirmi Beşinci Mektup
Telif edilmemiştir.
ba

عَلَيْهِ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَاَصْحَابِهِ اَلصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ بِعَدَدِ اَنْوَاعِ الْكَۤائِنَاتِ وَمَوْجُودَاتِهَا * 1 İşte böyle bir zâtın mevlid ve miracını dinlemek, yani terakkiyâtının mebde' ve müntehâsını işitmek, yani tarihçe-i hayat-ı mâneviyesini bilmek, o zâtı kendine reis ve seyyid ve imam ve şefî telâkki eden mü'minlere ne kadar zevkli, fahirli, nurlu, neş'eli, hayırlı bir müsamere-i ulviye-i diniye olduğunu anla. Yâ Rab! Habib-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm hürmetine ve İsm-i Âzam hakkına, şu risaleyi neşredenlerin ve rüfekasının kalblerini envâr-ı imaniyeye mazhar ve kalemlerini esrar-ı Kur'âniyeye naşir eyle ve onlara sırat-ı müstakimde istikamet ver. Âmin. سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَۤا اِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ * 2 اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى * 3 Said Nursî ba Yirmi Beşinci Mektup Telif edilmemiştir. ba