Ağacı Meyvesinden; Kâinatı Nübüvvetten Tanırız

TV111'de her hafta izleyicisiyle buluşan Düşünce Okulu programında bu hafta nübüvvet-kâinat ilişkisi konuşuldu. Haftalardır Şemme Risalesi'nin tefekkür edildiği programda, eserin son bölümünde, Bediüzzaman'ın kâinat tefekkürüyle Allah Resulü aleyhissalatuvesselamın tanınması arasındaki kurduğu ilgiyi Ali İhsan Memmi şöyle izah etti:

"İnsan bir ağacı nasıl isimlendirir? Köküne, dalına, çiçeğine göre isimlendirmekten ziyade meyvesine göre isimlendiririz. Çünkü farklılık en çok orada kendisini gösterir. Ağacı kategorize ederken böyle bir yöntem kullanırız. Üstad Bediüzzaman Hazretleri de, belki, burada şöyle birşey söylüyor bize: 'Eğer kâinat ağacını doğru bir şekilde tanımlamak, tefekkür etmek, anlamak istiyorsan; nasıl ki bir ağacı meyvesinden tanıyorsun; aynen öyle de, kâinatı da meyvesi üzerinden tanımlamalı ve tefekkür etmelisin.' Böylece bütün kâinat okumalarımız için geçerli olacak bir kodu veriyor bize. Yani kâinata dair yaptığın okumalar eğer meyveyle ilişkilendirilemiyorsa, seni o meyvenin amaçlarına götürmüyorsa, o zaman bu kâinat senin için ağaç olmaktan çıkıyor. Bu kâinatı tanımlayamıyorsun. Doğru bir şekilde tefekkür edemiyorsun. Kâinatı düzgün bir şekilde okumak istiyorsan meyvesi üzerinden okumalısın."

 

Efendimiz aleyhissalatuvesselamın tanınması ve bilinmesinin kâinatı tanımak ve bilmek açısından böyle bir kıymete sahip olduğunu vurgulayan Memmi; Bediüzzaman'ın, Şemme Risalesi boyunca yaptığı kâinat tefekkürünü en nihayet nübüvvet ile ilişkilendirerek bitirmesinin böyle bir hikmeti olabileceğini sözlerine ekledi.

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...