Bediüzzaman 'Hristiyanlar Cennette Gidecek' Dedi mi?

Bediüzzaman, Rusya'da ölen Hristiyanların şehit olacağını söyledi mi? Mezkûr mektuptaki ifadeleri nasıl anlaşılmalı? Alternatif Bakış Özel'de, yazar Metin Karabaşoğlu ve Şener Boztaş, Bediüzzaman hakkındaki bu iddiayı da analiz ettiler. Öncelikle bu mektubun çıkış kaynağına dikkat çeken Metin Karabaşoğlu; Bediüzzaman'ın o yıllarda Rusya'da yaşanan acılara duyarlı bir insan olarak vicdanından doğan bir soruya cevap verdiğini belirtti:

"'Rusya'da ölen Hristiyanlar şehadete erer!' diye bir ifade var mı burada? Yok. Buradan böyle bir ifade çıkaran çarpıtıyordur. Burada aşama aşama söylenen birşey var. Bir kere şartlar ne? II. Dünya Savaşı şartları. Kış. Bediüzzaman bir şefkat kahramanı olarak acıyor. Ki malum, Kostroma'da esirlik yaşamış da birisi Bediüzzaman. Oraların soğuğununu tecrübe etmiş birisi. 'Allahım şu soğukta çocuk, kadın, yaşlı, hasta üzerlerine bomba yağıyor. Bu dünyada bir rahat yüzü görmüyorlar. Rahmet-i İlahiyeden hisseleri yok mudur?' Dünyasına gelen böyle bir sorudan bahsediyor. Böyle bir soruya sahip olmak en başta 'insanî kaliteyi' gösterir."

Bu noktada ilgili mektubun doğru anlaşılmasının Bediüzzaman'ın müntesibi olduğu Eş'arî çizginin ve İmam Gazalî'nin (r.a.) bu çizgideki ehl-i fetret yorumuna katkısının anlaşılmasıyla mümkün olabileceğini belirten Karabaşoğlu; bu çizginin ehl-i fetret yorumuna dair bilgi sahibi olmayanların ilgili metinden yapacakları çıkarımın yanlış olacağını ifade etti:

"Ne düşünmüş peki Bediüzzaman? Evet, dünyaları mahv u perişan oluyor bunların. Fakat Kur'an ne buyuruyor? Ki bu ayet Eş'arî çizginin vurguladığı birşeydir: 'Peygamber göndermediğimiz bir kavme azap edici değiliz.' Peygamberin gelmediği, mesajın ulaşmadığı veya mesajının gölgelendiği fetretle tarif edilir ve ehl-i fetret ehl-i necattır. Yani bir peygamber gelmediği veya peygamberin mesajının doğru şekilde ulaşmadığı durumlarda onlar affa mazhar ve müstehaktırlar."

Bediüzzaman'ın ilgili mektuptaki ifadelerinin birçok kayıt barındırdığına da dikkat çeken Karabaşoğlu; bu kayıtlar yokmuş gibi o ifadeleri mutlaklaştırmanın bir okuma ve anlama problemine veya 'kast-ı mahsusa' işaret ettiğinin altını çizdi:

"Akıl baliğ olmamış her çocuk müslümandır bizim nazarımızda. Annesi ve babası hangi dine mensup olursa olsun. Akıl baliğ olduğunda imtihanı başlar. 15 yaşın altındaysa zaten müslümandır. Bir musibete maruz kalıyor ve öldürülüyor o savaş şartlarında. 'Şehit hükmündedir!' diyor Bediüzzaman. Yani bu dünyaları mahv u perişan oldu, ama inşaallah Allah onları cennetiyle ödüllendirecek. Bu dünya için bir kayıba karşılık, inşaallah, ebedî bir lütfa erecekler. Bediüzzaman'ın bu tesbiti usul–i imaniyeye ve akaide tastamam muvafıktır. 

Bakınız burada yine bir kayıt düştü. 'Fetret' dedi. Yani eline ulaşan din namına ne varsa o kadarına razı olmuş ve kabul etmiş. Daha güzeli ise ulaşmamış. Ve de mazlum. Diyor ki: 'Çektikleri felaket onlar hakkında 'bir nevi' şehadettir denilebilir.' Dikkat edelim. Burada bir değil kaç tane kayıtla bu söz söyleniyor. Şimdi bunu bütün bu kayıtlardan alıp 'Hristiyanlar şehittir!' dedi diye söylüyorsa bir insan, önce okuma dersi almalıdır." 

 

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...