Bediüzzaman'ın Bir Dinleme, Bir de Söyleme Dönemi Var

 

"Bediüzzaman'ın bir dinleme dönemi var, bir de söyleme dönemi var. Dinleme döneminde çok konuşmuyor Bediüzzaman. Söyleme döneminde, yani Sözler'in doğması döneminde ise kimse onun ağzını kapatamıyor."

TV111 ekranlarında her hafta izleyicisiyle buluşan Medeniyet Tasavvurları programında Dr. Suat Alkan ve Caner Kutlu, Batı medeniyeti-İslam medeniyeti ve bu ikisinin ekseninde Bediüzzaman'ın altını çizdiği 'medeniyet değerlerini' analiz ediyorlar. Bu hafta 'Dünya Savaşları ve Dünya Savaşlarının Batı medeniyetine yaşattığı kırılmalar' üzerine müzakerelerde bulunan Alkan ve Kutlu, Bediüzzaman'ın, o kırılmaların canlı bir şahidi olarak, onları okuyuş sürecini ve bu okuyuş sürecinin ardından telife geçişini irdeleyen analizlerde bulundular:

"Bediüzzaman, felsefî cereyanlara karşı vermiş olduğu cevabı uzun bir çile içerisinde oluşturuyor. Kendisinde kökleri var. Hem talebeliği zamanında, hem valilerin evinde misafir kaldığı zaman, hem de çevresindeki insanların teneffüs ettiği atmosferi iç dünyasıyla adamakıllı izlediğinden dolayı şekillenmiş, teşekkül etmiş bir cevabı var. Gençliğinde teşekkül eden bu cevaplar özellikle sürgün döneminden sonra sümbülleniyorlar...

Bediüzzaman'ın bir dinleme dönemi var, bir de söyleme dönemi var. Dinleme döneminde çok konuşmuyor Bediüzzaman. Söyleme döneminde, yani Sözler'in doğması döneminde kimse onun ağzını kapatamıyor. Ağzını kapatabilecek bir güç yok karşısında. Dolayısıyla bir insanın da dinleme süreci olmalı. Yunus Emre'de de aynı şey vardır. Şimdiki insanlar ise dinlemeden söylüyorlar."

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...