Bilimsel Keşifler de 'Tefekkür' Sayılır mı?

 

"Bu mekanizmanın çalışma stili veya görevi şu: Çeşitli verileri/delilleri toplar, onları biraraya getirir ve onlardan bir sonuca ulaştırır. O topladığı delillerden neticeye götürür insanı."

Kavram Atölyesi'nde her hafta, ilahiyatçı Kenan Demirtaş ve Emine Demirtaş Sirkecioğlu, hayatımızın ve dinimizin ayrılmaz bir parçası olan kavramlardan birisini Risale-i Nur metinlerinde Bediüzzaman'ın onları ele alış şekilleriyle analiz ediyorlar. Bu hafta 'tefekkürün' mahiyetinin irdelendiği programda Kenan Demirtaş; tefekkürün fikir ile ilgisine özel bir vurgu yaparak, kelimenin kökenine gidildiğinde görülen şeyin 'fikir üretmek' olduğunu ifade etti:

"Tefekkür kelimesi, Kur'an-ı Kerim'in bizi teşvik ettiği çok önemli bir unsur. Manasına gelince... Tefekkür, düşünmek anlamına geliyor. Ama ciddi ve yoğun düşünme anlamına geliyor. Tefekkür kelimesi aslında fikir kelimesinden türemiş. Aslı onun fikirdir. Cenab-ı Hak, insanın beynine fikir denilen bir merkez yerleştirmiş. Fikir denen bir mekanizma yerleştirmiş. Bu mekanizmanın çalışma stili veya görevi şu: Çeşitli verileri/delilleri toplar, onları biraraya getirir ve onlardan bir sonuca ulaştırır. O topladığı delillerden neticeye götürür insanı. İşte bu çeşitli delilleri toplayıp onlardan bir netice çıkaran merkeze fikir merkezi deniliyor."

Her ne kadar bugün tefekkürün daha maddeci ve dinden dışlanmış bir mahiyette, yalnızca bilimsel keşifler için kullanılır bir yapıda tanımlandığı bilinse de asıl karşılığının, özellikle İslam'daki karşılığının bu olmadığını belirten Demirtaş; İslam'da tefekkürün amacının Allah'a ulaşmak olduğunu dile getirdi. Bu  ulaşmanın ise Zat'ına ulaşmak tarzında değil, marifetine/bilgisine ulaşmak anlamına geldiğinini ifade eden Demirtaş; Risale-i Nur'un içerik olarak bu tefekkürün nasıl yapılacağına yönelik çok önemli bilgiler ve metotlar içerdiğini sözlerine ekledi.

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...