Din-Siyaset İlişkisinde Diyanet İşleri’nin Konumu Nasıl Olmalı?

 

TV111’de her hafta izleyicisiyle buluşan Tarih İçinde Bediüzzaman programında bu hafta hilafet ve Diyanet ilişkisi ele alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan’ın “Diyanet İşleri Ortadoğu’nun dinî lideridir!” şeklindeki sözü üzerinden geliştirilen analizlerde, Bediüzzaman’ın da Meşihat dairesine hilafetin manasını taşımak vazifesini yüklediği hatırlatıldı.

Doç. Dr. Adem Ölmez; bu noktada, eski adıyla Meşihat Dairesi, yeni adıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve fonksiyonunun Bediüzzaman’ın metinlerinde (özellikle Eski Said dönemi metinlerinde) hakkında değerlendirmelerde bulunduğu bir mesele olduğuna dikkat çekerek; Bediüzzaman’a göre Diyanet’te/Meşihat’ta üç şeyin/fonksiyonun mutlaka bulunması gerektiğini belirtti: Âli, mukaddes, nezzare...

Bunlardan ‘nezzare’ başlığına özellikle dikkat çeken Ölmez; bunun anlamının Diyanet İşleri’nin sadece dinî konuları/olayları değil, devlete dair meseleleri de eleştirebilme/görüş beyan edebilme yeteneğine sahip olmasını kapsadığını ifade etti.

Ancak bu görüş beyan etme meselesinin, devletten bir koltuk, konum veya güç elde etmeye çalışarak değil; mümkün mertebe dışında kalarak, işleyişine karışmadan bir düşünce beyanı olduğunu belirten Ölmez; tarihe baktığımızda ehl-i sünnet ulemasının geleneksel duruşunun da hep böylesi bir duruş olduğunu dile getirdi. Din-siyaset alanında İslam âlimlerinin ‘makam/konum işgal etmeden düşünce beyan etme’ ilkesinin Diyanet’e taşınabileceğini belirten Ölmez; bu noktada Diyanet’in hilafetin manasını bu yönüyle de taşıyabileceğini sözlerine ekledi.

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...