Dinde Güncelleme Tartışmaları Tüm Boyutlarıyla Cam Kulübeden’de

Abdülvahid Gezer ve Doç. Dr. Ahmet Yıldız’ın birlikte hazırlayıp sundukları Cam Kulübeden programında, bu hafta, 'dinde güncelleme tartışmalarının' esasında uzun bir geçmişe sahip olduğu, fakat zaman içerisinde farklı elbiseler giyerek, farklı biçimlere büründüğü konuşuldu.

 

İçtihatlar Tarih Boyunca Yeni İsimler Üzerinden Devam Etmiştir

İçtihatların tüm zamanlarda yeni isimler üzerinden varlığını devam ettirdiğini ve fetvaların da çoğu zaman bir içtihadı içinde barındırdığını ifade eden Ahmet Yıldız, “İçtihatlar durağanlaşsa bile ortadan kalktığı şeklinde bir varsayım ile hareket edemeyiz. İçtihat dinamik bir şeydir” dedi.

 

Güncellemenin Dinamiği

Ahmet Yıldız, güncellemenin dinamiğinde İslam’ın hayatla buluştuğu, tarihselleştiği durakları yenileme ihtiyacının olduğunu ifade ederek, “Asırlar boyunca ortaya çıkan görünümün, belki de devlet bağımlı ya da yerleşik çıkarlar üzerinden biçimlenmiş şeklini değil de, saf halis ahlakî değerlerin öncelendiği dört halife dönemi üzerinden yeniden ele alınmasını ön gören bir bakış açısı” gerekir dedi.

 

Kabuk Özün Bir Parçası Olmalıdır

Abdülvahid Gezer tarih içerisinde inceleme yapıldığında 'yenileme' derken bir öze dönüş referansı ile karşılaşıldığını ifade etti.

Ahmet Yıldız ise yenilemenin tarihsel boyutuna bakıldığında özü koruma olarak ifade edilebileceğini söyleyerek, “Yenileme kabuğun özü dönüştürüp ona zarar vermemesi ihtiyacından kaynaklanan bir taleptir” dedi.

Yıldız, kabuğun özden bağımsız olmaması gerektiğini ve özün de varlığını kabuksuz devam ettiremeyeceğini ifade ederek, “Kabuk ile öz arasındaki ilişki beden ve cilt ilişkisi gibidir. Siz cildinizi soyduğunuzda altındaki kaslar ciddi şekilde etkilenir. Çünkü cilt hayattardır” dedi.

Kabuk olarak gösterilen şeylerle öz arasındaki ilişkinin organik olup olmadığına bakılması gerektiğini ifade eden Yıldız, “Elma ile kabuğu arasındaki bağa dikkat edince elmayı soyduğunuzda bir süre sonra oksitlenme başlar, kısa bir zaman sonra tadı değişir ve nihayetinde elma çürür” dedi.

 

Haber:  Hatice Meryem AKOVALI

 

 

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...