Evren Bizim Dostumuz mu, Düşmanımız mı?

Evren bizim dostumuz mu, düşmanımız mı?

Eğer herşeyi aynı ilah yaratıyorsa, buna iman ediyorsak, o zaman herşey aynı amaç için yaratılmış demektir. Aynı amaç için yaratılan ve çalışanlar ister istemez birbirinin dostudur.

Her hafta TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan ve Risale metinlerini farklı açılardan irdeleyen Holografik Bakış'ta bu hafta, Zübeyir Tercan ve Abdurreşid Şahin, İkinci Söz'den hareketle "Dışımızdaki varlıklar bizimle nasıl dost ve akraba olur?" sorusuna cevap aradılar.

Mezkûr metinde geçen;

"Diğeri hüdâbin, hüdâperest ve hak-endiş, güzel ahlâklı idi ki, nazarında pek güzel bir memlekete düştü. İşte bu iyi adam, girdiği memlekette bir umumî şenlik görüyor: her tarafta bir sürur, bir şehrâyin, bir cezbe ve neş'e içinde zikirhaneler... Herkes ona dost ve akraba görünür. Bütün memlekette yaşasınlar ve teşekkürler ile bir terhisât-ı umumiye şenliği görüyor. Hem tekbir ve tehlil ile mesrurâne ahz-ı asker için bir davul, bir musiki sesi işitiyor..."

paragrafındaki "Herkes ona dost ve akraba görünür..." ifadesinden hareketle tefekküre devam eden ikili, öncelikle "Hodbin insanın dünyasında neden böyle olmasın?" sorusunu ortaya attılar.

Hobdin insanın gözünde kendisinden başlayarak bütün eşyanın ister istemez 'kendici/bencil' olacağının altını çizen ikili, bu bencilliğin dışında bulunabilecek tek anlamın; hepsini birden yaratan ve yöneten bir ilahın varlığını kabul ederek (hüdabîn olunarak), ortak bir amaç için çalıştıklarına iman etmek olacağını ifade ettiler.

Bu açıdan tevhide iman etmenin varlığın da ortak bir amaç için yaratıldığına iman etmek olduğunu belirten ikili, 'ortak bir amaç' için yaratılmış eşyanın da elbette bu amacın birleştiriciliğinden kaynaklanan bir akrabalık/dostluk ilişkisi içinde olacağını dile getirdiler.

 

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...