Kulun Neden Şikayete Hakkı Yok?

Kulun neden şikayete hakkı yok?

TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan Açı Farkı'nda İbrahim İpekoğlu, Said Doğan ve Ali Argunhan; her hafta, ilginç bir soruya, Risale-i Nur metinlerinden hareketle cevaplar bulmaya çalışıyorlar. Bu hafta 'umumî musibetlerde, musibetin gelişinde hiçbir kabahatleri olmadığı halde masumların neden zarar gördüğü' sorusu üzerine yoğunlaşılan programda Argunhan, şükre ve şekvaya yönelik ilginç tesbitlerde bulundu.

Şükrü doğru anlamak için öncelikle yokluk/adem ve varlık/vücud sahalarını doğru anlamamız gerektiğine dikkat çeken Argunhan; imkanat dairesi dediğimiz, hayalgücümüzün yettiğince tahayyül edebildiğimiz ihtimal dairesinin aslında adem/yokluk sahasına ait şeylerden oluştuğunu, bu noktada insanın adem/yokluk sahasında olduğu halde 'varmış gibi' vehmettiği şeylerden şekva üretmesinin hem mantık hem de hukuksal açıdan yanlış olacağını ifade etti.

İnsanın boyuna dair, zenginliğine dair, yakışıklılığına/güzelliğine dair 'mış gibi' tahayyüllerinden beslenen; "Ben neden şöyle şöyle yaratılmadım? Ben neden zengin olmadım? Ben neden kısa boyluyum?" tarzı şikayetlerin bir illetten, bir somut dayanaktan, varolan birşeyden beslenmediği için böylesi şikayetlerin/şekvaların haksız olduğuna dikkat çeken Argunhan; ancak şükre dair herşeyin şu an bize verilmiş, vücudu olan, istifade ettiğimiz, varlık sahasına ait şeylerden oluştuğunu; bu yönüyle elbette insanın şükürle sorumlu ve  mesul olduğunu ifade etti.

Bu yönüyle insanın 'kendisine verilebilecekler potansiyelini' temsil eden imkanata bakarak değil, 'kendisine verilmişler' dairesi olan vücuda bakarak bu meseleleri tefekkür etmesi gerektiğini belirten Argunhan; bu doğru duruşla ancak kulluğa dair sorulara doğru cevapları verebileceğimizi sözlerine ekledi.

 

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...