Senaryoyu Bilmek Oyuncuyu Rahatlatır

 

İnsan, hayatı anlamlandırdığı ölçüde rahatlar. Ve bu anlamlandırışların en büyüğü iman ile yapılandır... Holografik Bakış'ta bu hafta Zübeyir Tercan ve Abdurreşid Şahin, hayatın anlamı ve bu anlamın hayatı daha yaşanılır kılışı üzerine ilginç tesbitlerde bulundular. Bediüzzaman Said Nursî'nin İkinci Söz isimli eserinde geçen; Diğer adam ise, mü'mindir. Cenâb-ı Hâlıkı tanır, tasdik eder. Onun nazarında şu dünya bir zikirhane-i Rahmân, bir talimgâh-ı beşer ve hayvan, ve bir meydan-ı imtihan-ı ins ü cândır..." ifadelerini pencereleri kılan ikili, insanın dünya hayatını bir 'talimgâh' ve 'meydan-ı imtihan' olarak görmesinin ona neler kazandırabileceğini masaya yatırdılar.

Mezkûr anlam ve mutluluk bağlantısıyla meseleyi ele alan Abdurreşid Şahin, 'yönetmen, film seti ve oyuncu' örneğiyle insanın bu dünyadaki durumunu şöyle izah etti:

Bir film setini düşünelim. Bu film seti içerisinde rolünün farkında olmayan bir figüran var. Setin bir kurgudan ibaret olduğunu bilmiyor. Ve bir savaş filmi olsun bu. Bu savaş filminde yaşananları, sette olduğunu farketmeyen figüran nasıl algılar? Korkar, üzülür, dertlenir öyle değil mi? Fakat filmin içinde olduğunu bilen bir oyuncu, yani yönetmenle yaşanılanlar arasında bir bağ kurabilen oyuncu, sadece görevini yapar ve dehşet almaz olanlardan. Çünkü settekilerin aslını ve anlamını bilir. İşte iman ile hayata bakan insan da yaratıcı ile dünya hayatı arasındaki bağlantıları kurabildiği için İkinci Söz'deki Hudabin insanın yaptığı gibi bakar âleme. Hodbin gibi 'nazarında pek fena bir memlekete' düşmez.

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...